Çınlama Tedavisi Ankara
Latince “Tinnitus” olan, dışarıdan herhangi bir etki olmaksızın kulak ve kafa içerisinde ses algılanması olan “çınlama” yaygın görülmekte ve günlük hayatı etkilemektedir. Hastalıktan ziyade belirti olarak kabul edilen çınlama kişilerin yaşam kalitesini büyük ölçüde düşürmektedir. Süreklilik arz etmesi durumunda psikolojik olarak da rahatsızlığa neden olabilen çınlama, nüfusun %15- %20’lik bölümü tarafından hissedilmektedir.
İçinde bulunan ortamdaki dış etkenlerin ses seviyesindeki azlık, bireylerin hissettiği çınlamanın derecesini arttırmaktadır. Tamamen sessiz denebilecek bir ortamda yapılmış olan bir çalışmada, insanların % 95 ‘e yakın oranda çınlama hissettikleri tespit edilmiştir. Bu durum sessizliğin sesi olarak tanımlanmıştır. Çınlama her insanın kulağında bulunmakta olup, çeşitli hastalıklar neticesinde algılanabilir seviyeye ulaşır.
Tinnitus – Çınlamanın Sınıflandırılması
Sistematiğindeki belirsizlikler nedeniyle net bir sınırla ayrılması mümkün olmasa da genellikle ilk sınıflandırma normal ve patolojik çınlama şeklindedir. 1 hafta ve 3-4 dakikadan fazla olmayacak şekilde hissedilen çınlama “normal”, 1 hafta ve 3-4 dakikadan fazla ve işitme kaybıyla birlikte hissedilen çınlama ise “patolojik” olarak tanımlanır.
Bir başka sınıflandırma “objektif çınlama” ve “subjektif çınlama” dır. Objektif çınlama vasküler ve lokal enflamasyon gibi nedenlerle oluşan, diğer insanlar tarafından da duyulabilen çınlamadır. Subjektif çınlama ise yalnızca hasta tarafından duyulabilen, otolojik, nörolojik, metabolik ve psikolojik hastalıklar nedeniyle oluşan daha yaygın görülen türdür.
Çınlamanın Nedenleri Nelerdir?
- Kulakta kirlenme
- Orta kulak iltihabı
- Kulak zarında delinme
- Orta kulaktaki eklemlerde sertleşme
- Boyun bölgesinde yer alan damarlarda sertleşme
- Baş bölgesinde denge ve işitme sistemi dengesini sağlayan sinirlerde tümör
- Alerji
- Tansiyon, şeker hastalığı
- Bazı sakinleştirici v.b. ilaçlar
- Tiroid Problemi
Tüm bu belirtiler ayrı ayrı incelenmelidir. Her bir belirtinin yaratacağı nihai sonuçlar farklılık yaratacağından, uzman doktor kontrolünde çınlamanın ana kaynağı bulunmalıdır. Temelde çınlama işitme sistemindeki sinir uçlarının zarar görmesi nedeniyle oluşmaktadır. Yüksek şiddette sese maruz kalmak, kulaklıkla yüksek sesli müzik dinlemek iç kulağa zarar vereceğinden işitme kaybı ve çınlamaya neden olmaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi çınlama tek başına bir hastalık olmamakla birlikte kişiye direkt zararı dokunmamaktadır. Ancak çınlamayı meydana getiren konu önemlilik arz eden bir hastalık belirtisi olabilmektedir.
Çınlamada Tedavi Süreci Nasıl İşler?
İlk olarak çınlaması olan hasta hissettiği her problemi detaylı şekilde, doktoruyla iletişime geçerek paylaşmalıdır. Gerekli muayene ve tetkikler sonucu sorunun ana kaynağı belirlenmeli ve uygulanacak tedavi yöntemi planlanmalıdır. İnceleme sırasında işitme testi ve kulak basınç testleri yapılmaktadır (Odyometri, timpanometri, otoakustik emisyon, kohleografi, ABR, denge testleri şeklinde örneklendirilebilir). Çınlamanın nedeni tespit edilirse tedavi süreci başlatılır. Kulak içerisindeki yabancı cismin çıkarılması, yan etkileri ağır olan ve kullanılan bir ilaç varsa değiştirilmesi, kulaktaki iltihabın giderilmesi, kulak zarındaki deliğin tedavi edilmesi, sinirlerdeki hasarlar için cerrahi müdahalede bulunulması gibi tedavi yöntemleri uygulanır. Çınlamanın kaynağının bulunamadığı durumlarda işitme cihazı kullanımı ile tedavi desteklenip hastanın rahatlaması sağlanabilir.
Çınlama, gece saatlerinde aşırı sessiz ortamlarda kendini daha belirgin olarak hissettirdiğinden hastalarda uykusuzluk problemi yaşatmaktadır. Bu durumda çok alçak sesle müzik dinlemek gibi çınlamayı maskeleyici yöntemler de önerilmektedir. Rahatsızlık vermeyecek ancak çınlamayı perdeleyecek sesler hastanın tedavi sürecini hızlandıracaktır. Hipnoz ve meditasyon gibi yöntemler de uygulanan diğer tedavi yöntemleridir.
Çınlama İle İlgili Öneriler
- Yüksek ses içeren ortamlardan uzak durulmalıdır.
- Kan basıncı kontrolü yaptırılmalı ve doktor ile iletişim halinde olunmalıdır.
- Kafeinli içeceklerden, sinir sistemine dokunacak maddelerden uzak durulmalıdır.
- Dinlenme ve uyku düzenine dikkat edilmelidir.
- Stres ve gerginlik yaratacak ortam ve düşüncelerden uzak durulmalıdır.
- Düzenli spor yapılmalıdır.